Humans
2019-200 yılı
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak belirlenen yeni tip Koronavirüs (COVİD-19) tüm dünya gibi ülkemizi de
etkisi altına almıştır. Hastalığın toplumda kontrolsüz yayılımının engellenmesi, sosyal izolasyondaki vatandaşların desteklenmesi, sağlık sistemi
üzerindeki yükün azaltılması için insanların kişisel temizliği ve temas halinde oldukları ortamların dezenfekte olması büyük önem taşımaktadır.
Yeni tip koronavirüsün (COVİD-19) ilerleme tablosu incelendiğinde yayılma hızının çok yüksek olmasının yaşanılan en büyük problemlerden biri
olduğu görülmektedir.
Nano gümüş iyonları, virüsleri yok ederken aynı zamanda kendilerini çoğaltma ve yayma yeteneklerini önemli ölçüde
engeller. Yapılacak olan proje ile son derece hızlı bir şekilde insandan insana bulaşabilen yeni tip koronavirüsün (COVİD-19) yayılması proje çıktısı olarak üretilecek olan havlu, mendil, maske ve spreyin kullanımı ile dezenfeksiyon ve korunma sağlanacaktır; insanların virüsü yaymasının engellenmesi amaçlamaktadır. Bu amaçla öncelikli olarak proje çıktılarının Covid-19 salgını sonucunda artan risklerin olduğu bölgeler olan salgın hastalık merkezleri, sağlık merkezleri ve hastanelerde risk altında olan personelin, hasta ve hasta yakınlarının, çalışanlarının Covid-19'dan korunmasının sağlanması ve dezenfeksiyonudur. Aynı zamanda oluşturulacak olan ürünler yüksek risklerin olduğu tüm alanlarda olanlar, halkın
ortak kullanım alanları, alışveriş merkezleri, askeri ve güvenlik birimleri gibi etkileşimin yüksek olduğu alanlarda kullanılabilecektir. Kolay kullanımı ve ulaşılabilirliği ile tercih eden insan sayısının çok olması sayesinde geniş etki sağlaması beklenmektedir. Optimal viskon oranının belirlenerek maksimum emme kapasitesine sahip, geri dönüştürülebilir, emiciliği pamuktan ve benzerlerinden yüksek bir ürün ortaya çıkacaktır ve vegan ürün belgesi alabilecek standartlarda olacaktır. Aynı zamanda su bazlı oluşu ile herhangi kimyasal ve zararlı bileşen içermemesi sayesinde insanlar üzerinde non-toksik özelliktedir. Doğada en fazla bulunan moleküllerden biri olan hidrojen peroksit ile gümüşün birleşmesi sonucu ortaya çıkan doğal ürünün dermatolojik etkilerinin yüksek avantajları, piyasada olan ürünlerin aksine havlunun rulo formatında tasarlanması sayesinde emilim daha uzun ve yüksek olacaktır. Her bir ürün tekli paket olarak tasarlanarak hem raf ömrü iki yıla kadaruzatılacak hem de hijyenik olarak muhafaza edilmiş olacaktır.
Dezenfektan olarak hidrojen peroksit ve nano gümüş kombinasyonu, mikroorganizmaların DNAlarını ve hücre duvarlarını değiştirmek ve solunum enzim sistemlerini baskılamak sureti ile mikroorganizmalar üzerine direkt öldürücü etki oluşturmaktadır. Özellikle medikal bazlı yapılan birçok çalışma, H2O2 sistemlerinin çok çeşitli bakteri ve virüsler üzerine etkinliğini kanıtlamaktadır. En büyük avantajı uygulandıkları ortamlarda insan ve çevreye zararlı kalıntı maddeler oluşturmamasıdır. Hem gıda maddelerinin dezenfeksiyonunda hem de üretimdeki alet-ekipmanın sterilizasyonu
işlemlerinde kullanılabilir olması da diğer önemli özelliklerindendir. Bu kombinasyon, etkin ve güvenilir bir hijyen-sanitasyon programı oluşturmak için başta klor olmak üzere diğer dezenfektanlara alternatif olarak rahatlıkla kullanılmasına ve klorun dünyada yüksek etkinliği ve düşük fiyatı bakımından en çok bilinen ve kullanılan dezenfektan olması rağmen,
kullanımı sonrası ortamda trihalometan gibi sağlığa zararlı birtakım kalıntı maddeler oluşturması; depolanması ve uygulamasına ilişkin de ciddi güvenlik şüpheleri olmasından dolayı dünyada alternatif dezenfektan araştırılması çalışmaları hızlanmıştır. Minimal işlenmiş ürün üretimi başta olmak üzere benzeri gıda üretim uygulamalarında gümüş-hidrojen peroksit kombinasyonunun kullanımının yaygınlaşması tüketiciler için daha kaliteli, daha uzun ömürlü ve daha güvenli ürünlere ulaşılmasını sağlayacaktır. Yapılan araştırmalar sonucunda mevcut klinik literatürü gözden geçirdikten sonra, kolloidal gümüşün çok küçük elektriksel olarak üretilen gümüş parçacıklarından oluştuğu zaman, antiviral özelliklerinin daha
belirgin olduğu sonucuna varılmıştır. Koronavirüsler gibi ciddi, hastalığa neden olan üst solunum yolu virüslerine karşı etkinliği de daha fazla olduğu görülmüştür. Firma olarak uzmanlaşmış olduğumuz ve satışını yaptığımız ürünlerimizin de içeriğinde aynı teknoloji bulunmaktadır.
Yapılacak olan çalışmalar sonucunda en uygun ppm değerinde ve standartlara uygun kolloidal gümüş oranı hesaplanacak ve yeni tip koronavirüsle (COVİD-19) mücadelede en etkili dezenfektan ürünü olacaktır. Oluşturulacak solüsyon ile birlikte sprey ve emdirilmesi ile tek kullanımlık havlu, mendil ve maske üretimi yapılmıştır. Standart maskelerin koronavirüse karşı bir etkisi olmaması bilinmesine rağmen yapacağımız Ar-Ge ile nanopartiküllerin corona virüse karşı bir set oluşturması hedeflenmekte, böylece özellikle sağlık personelleri için koronavirüse karşı etkili maske üretilmesihedeflenmektedir. Proje çıktısı olarak oluşturulacak olan sprey ile aynı zamanda vücut, yüzey, el, yüz, cilt gibi hızlı dezenfektan çözümlerini de sunmayı hedefliyoruz. Oluşturulacak olan yüksek emiş gücü ve yoğun solüsyona sahip havlu ve mendil ile nanopartiküllerin yüzey alanı artırılarak tek kullanımlık yüksek dezenfektan özelliğine sahip ürünleri ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Gümüş günümüzde de tıp alanında yaygın bir şekilde kullanılır. Gümüş bileşikleri (gümüş sülfadiazin) yanık yaralarının tedavisinde bilinen en etkili unsurlardan biridir. Birçok gelişmiş ülkedeki hastanelerde, klamidya ve gonore gibi patojenlerin bulaşmasını önlemek için yenidoğanların gözlerine gümüş nitrat veya gümüş sülfat dökülür. Ameliyattan sonra hastaların açık yaralarının üzerine enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak için gümüş bantlar yapıştırılır. Nano solüsyon, sahip olduğu formülasyonu sayesinde en yüksek stabiliteye sahip ürünler arasında yer almaktadır. HP/NCS (hidrojen peroksit/nano kolloidal gümüş) kimyasal yapısı ile organik bir dezenfektandır. Çok amaçlı kullanıma sahiptir. Sağlık kuruluşlarının yer dezenfeksiyonundan başlayarak tüm yüzeylerin dezenfeksiyonuna, pulvarize tatbik ile hava ve ameliyathane sterilizasyonuna, tıbbi alet dezenfeksiyonuna işletmelerin akla gelen her yerinde güvenle kullanılır. Parçalanma reaksiyonunda ortaya su ve oksijen çıkmasından dolayı alerjik değildir. Bakteri öldürürken kendisini tüketen birçok antibiyotikten farklı olarak gümüş, tüketilmeden ve bakterilere karşı sürekli bir katalist olarak çalışır. Basit ve kolay uygulama mikroorganizmayı öldüren katalitik işlev insan, hayvan ve bitki ile ilgili alanlarda geniş çaplı kullanımı ile 650'den fazla bakteri, virüs, mantar ve biyofilm üzerinde yok edici etkiler sağlamaktadır. Zararlı bakteri ve virüsleri % 99 oranında yok ederek uzun süreli üstün nano koruması sağlar. Bu sayede hijyenik bir ortam sağlanarak virüsün yayılmasının büyük ölçüde önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Diğer bir deyişle, yalnızca antimikrobiyal gümüşün, bazı hastalıklara neden olan virüslere karşı etkili olduğu kanıtlanmış olmakla birlikte virüslerin gaza karşı dirençli hale gelmesinin de çok zor olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, çok yönlülüğü sayesinde gümüş, virüsleri tamamen yok ederken kendilerini çoğaltma ve yayma yeteneklerini önemli ölçüde engelleyecektir. Çözüm olarak sunduğumuz nano gümüş iyon içeren solüsyonun emiciliği yüksek olarak tasarlanacaktır; mukavemeti özel olarak ayarlanmış havlu ve mendil üretilmesi hedeflenmektedir. Solüsyonun, yapılacak Ar-Ge ile maksimum şekilde emdirilmesi ile, dezenfekte edilecek yüzeyde temas yüzeyini arttırarak dezenfekte özelliğini maksimuma çıkarmayı hedeflemekteyiz. Standart maskelerin aksine yapılacak çalışma ve araştırmalar ile nanopartiküllerin maskeye emdirilmesi sonucu koronavirüse karşı bir set oluşturması hedeflenmekte, böylece özellikle sağlık personelleri için koronavirüse ve diğer mikroorganizmalara karşı etkili kullan at maske üretilmesi hedeflenmektedir. Üretilecek olan rulo havlu, maske ve mendilin tekli hazırlanmış ve özel şekilde ambalajlanması ile raf ömrü 2 yıl olan ürünler ortaya çıkması hedeflenmektedir.
Nano teknoloji ile kolloidal gümüşün SOL-GEL metodu ile işlenmesi ile üretilen solüsyonun emdirilerek dezenfektan havlu, mendil, maske ve aynı zamanda spray olacak olan proje çıktısı; öncelikle Covid-19 salgını sonucunda artan risklerin olduğu bölgeler olan salgın hastalık merkezleri, sağlık merkezleri, hastanelerde çalışan personelin, hastaların ve hasta yakınlarının dezenfeksiyonu amaçlanmaktadır ve Covid-19 gibi bulaşıcı salgınlardan ve mikrobiyolojik etkilerinden korunmaya ihtiyaç duyan kişiler hedef kitlemizdir. Bunun yanında enfeksiyon riski olan tüm alanlarda olanlar, halkın ortak kullanım alanları, alışveriş merkezleri, okullar, yurtlar, kreşler, dershaneler, ev ve iş yeri ortamı, insan teması olan her yerde kullanılabilir durumda olacaktır. Öncelikli olarak uzun süre antimikrobiyal etkinlik sergileyebilecek, insan sağlığına ve çevreye zararlı etkisi bulunmayan solüsyon karışımı geliştirilecektir. Bu amaca ulaşabilmek adına içeriğinde belirli oranda hidrojen peroksit ve nano gümüş iyonları içeren bir solüsyon hazırlanacaktır. Nano teknoloji ile elde edilen nano kolloidal gümüşün Sol-Jel metodu ile işlenmesiyle üretilen RNA ribozom antibakteriyel-antiviral solüsyon (AgNPs- Argentum Nano Parçacıklar) benzersiz antibakteriyel gücü, rakiplerinin yanına bile yaklaşamayacağı kadar uzun süreli etkisi (90 gün) ve hiçbir alerjik veya toksik tehlike içermemesi gibi özellikleriyle Türkiye ve Dünya pazarında rakipsiz nanoteknoloji mucizesi yeni nesil bir dezenfektandır. Sol-Jel yöntemi metal alkoksit ve inorganik tuz gibi prekürsörlerin hidroliz ve yoğunlasma reaksiyonlarına dayanan bir yöntemdir. Sol-jel yönteminin nanopartikül üretiminde tercih edilmesinde, bu yöntemin üstün avantajları büyük rol oynamaktadır. Bu avantajlar minerallerden ve kimyasallardan, arzu edilen boyutta ve şekilde malzemelerin kontrollü bir şekilde, moleküler skalada homojen olarak, geliştirilmiş proses adımlarıyla üretilebilmesi şeklinde sıralanabilir. Bu sayede en etkili nano kolloidal gümüş - hidrojen peroksit karışımı yapılacak ve etki kapasitesi en yüksek seviyelere getirilecektir. Üretilen solüsyonun emdirilerek dezenfektan havlu, mendil, maske ve aynı zamanda sprey olacak olan proje çıktısı tekli paketler halinde hazırlanarak sunulacaktır. Bu sayede en yüksek etki kapasitesi elde edilmiş olacaktır. Antimikrobik duyarlılığın belirlenmesinde agar dilüsyon yöntemi uygulanacaktır. (detaylar iş paketi faaliyetlerinde açıklanmıştır.) Üretilen solüsyonun insan vücudu için uygun bir pH değerine sahip olması ve dermotolojik olarak cilde bir zarar vermemesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle vücut için en uygun olan optimal pH değerinde olması beklenecektir. Solüsyonun kumaşa tutunması için geleneksel tekstil yöntemi olan fiziksel olarak kumaşa tutunan malzemelerde çokça tercih gümüş içeren kimyasalın kumaşa emdirilmesi yöntemi uygulanacaktır. Bu sayede kumaşa tutunan solüsyon, uzun süren antimikrobiyal etki yaratacaktır. Kumaşlardaki Ag miktarının biyokimyasal ölçümlerle elde edilen sonuçların anlamlandırılabilmesi için ICP-MS analizi üretilen kumaşlara uygulanacaktır. Tekniğin/Teknolojinin Bilinen Güncel Durumu (“State-of-the-Art”) Proje konusu ile ilgili ulusal/uluslararası mevcut düzeyi açıklayınız. Gümüş, iki bin yıldan fazla bir süredir insan tıbbı ve sağlık hizmetleri ile ilişkilendirilmiştir. Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat, M.Ö. 400 yıllarında yara bakımını iyileştirmek için gümüş kullanmayı yazmış ve aradan geçen yıllar boyunca gümüş, özellikle iltihabı ve enfeksiyonu tedavi etmek için aktif olarak kullanılmıştır. Günümüzde de önemli bir dezenfektan ana maddesi olup önemini giderek arttırmaktadır. Bakterilerin
antibiyotiklere karşı oluşturdukları direncin her geçen gün artmasıyla beraber bunun önüne geçebilme ve özellikle enfeksiyonların tedavisi için yeni alternatif ajanların ve bunların antibiyotiklerle kombinasyonlarının geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Son zamanlarda, doğal bileşenler olarak besin ve bitki ekstraktları ve nanopartiküller üzerine tüm dünyada araştırmalar son hızla ilerlemektedir. Nanoteknoloji, biyoloji, kimya, fizik, mühendislik bilimlerini kapsayan interdisipliner bir alan olması sebebiyle, nano gümüş partikülleri (AgNPs), antibiyotiklere alternatif ilaç, dezenfektan, sensör, spektroskopi ve kataliz olarak birçok alanda kullanılmaktadır. Bu alanlar sağlık başta olmak üzere gıda, tekstil gibi alanlarda, endüstride kullanılabilmektedir. Gümüş nanopartikülleri, antibakteriyel ve dezenfekte etme özelliğinden ve biyosensör uygulamalarındaki başarılı sonuçlarından dolayı, üzerinde birçok çalışmanın yapılıp, günümüze kadar çeşitli yöntemlerle üretimleri yapılmıştır. Nano gümüş ve kolloidal gümüş, antibakteriyel özellikleri ve bakterilerin zamanla antimikrobiyal ajanlara karşı geliştirebilecekleri direnci gümüşe karşı geliştiremediklerinden dolayı, uzun zamandır bilim insanlarının ilgi alanına girmektedir. Ülkemizde de sağlık, tekstil, kozmetik gibi alanlarda çalışmalar ve ürünler bulunmaktadır. Firma personelinin ve kurucularının uzun yıllardır yaptığı çalışma ve Ar-Ge sonucu evcil hayvanlar için üretmiş olduğu dünyada benzeri olmayan yenilikçi dezenfektan nano sprey, havlu ve mendil çalışmaları ve ürünleri, bu projenin de temelini oluşturacaktır. RNA ribozom nano teknolojisi ile özel olarak üretilen kolloidal gümüşün SOL GEL metodu ile işlem görmesi sonucu üretilecek olan dezenfektanın tek kullanımlık havlu, mendil ve maskeye emdirilmesi sonucu benzeri olmayan ve Covid-19'la mücadelede en çok zorlanan sağlık ve gıda kuruluşlarının yanı sıra bireysel hijyen için de çok önemli bir yenilikçi ürün haline getirilecektir. Bunun yanında üretilecek olan ürünlerin içinde nano gümüş teknolojisini barındırması, su bazlı oluşu ile herhangi kimyasal ve zararlı bileşen içermemesi, doğada en fazla bulunan moleküllerden biri olan hidrojen peroksit ile gümüşün birleşmesi sonucu ortaya çıkan doğal ürünün dermatolojik etkilerinin yüksek avantajları, piyasada olan ürünlerin aksine havlunun rulo formatında tasarlanması sayesinde emilimin daha uzun ve yüksek olacak oluşu, raf ömrünün 2 yıldan fazlaya çıkacağının planlanması proje çıktısının önde gelen yenilikçi yönleridir. Aynı zamanda her bir ürünün tekli paket olarak tasarlanacak oluşu sayesinde diğer ürünlerin mikrobiyolojik etkilerden korunması sayesinde, hijyen anlamında son derece yenilikçidir.
Yapılacak olan Ar-Ge çalışmalarında optimal viskon oranının belirlenerek maksimum emme kapasitesine sahip, geri dönüştürülebilir, emiciliği pamuktan ve benzerlerinden yüksek bir ürün ortaya çıkacaktır. Aynı zamanda vegan ürün belgesi alabilecek standartlarda olacaktır. Yapılan ön Ar-Ge çalışmalarında ortaya konan sprey dezenfektanların partikül olarak yoğunlaşmasına karşın, havlu ve mendil ürünleriyle temas yüzey alanı artırılarak maksimum hijyen değerlerine ulaşılmasının hedeflenmesi, projenin bir diğer yenilikçi ve inovatif yönüdür. Oluşturulacak olan ürünlerin ambalajları, gıda ve sağlık standartlarına uygun, yüksek raf ömürlü, geri dönüşebilir ve ürünü mikrobiyolojik etkilerden koruyan yenilikçi bir tasarıma sahip olacaktır. Çalışmanın temelinde Covid-19 virüsü ile savaşılması hedeflendiğinden bakterilerin yanı sıra virüsü öldürücü etki sağlayabilecek, insan sağlığına ve çevreye zararlı herhangi bir etkisi olmayan aynı zamanda çok kuvvetli bir dezenfektan özelliğine sahip içeriğinde belirli oranda hidrojen peroksit bulunan bir solüsyon hazırlanması gerektiği belirlenmiştir.
Hidrojen Peroksit ile hazırlanan solüsyonun canlılardaki katalaz enzimine direnç gösteremediği yapılan çalışmalarla ön görüldüğünde, solüsyona AgNp eklenerek yeni bir karışım oluşturulmuştur. Bu sayede elde edilecek olan karışım enzim karşısında yapının bozulmasının önüne geçildiği gibi aynı zamanda solüsyonun ilk haline oranla hem temizlik hem dezenfeksiyon için daha büyük bir etki sağlamış olacaktır. Kullanım sırasında hızlı bir antimikrobiyal etki sağlarken aynı zamanda uzun süreli bir dezenfeksiyon da sağlayabilecektir. Yani mikroorganizmaların DNA ve hücre duvarı yapısını değiştirmek ve solunum enzimlerini baskılamak suretiyle öldürücü etkisini ortaya koyacaktır.
Üretilmiş solüsyon karışımının fiziksel ve kimyasal özellikleri insan sağlığı açısından en uygun hale getirilecektir. Deri ile temas da herhangi bir tahriş olmaması açısından pH değeri insan sağlığına en uygun değer olan 5.5 e getirilmektedir. Renksiz ve kokusuz olması, kısa süre ve az konsantrasyonda yüksek verimliliği açısından TS EN 14476+A1:2019 standardına uyumu sağlanmaktadır.
Kullanılacak olan solüsyon karışımının etkinliği Luminester cihazı yardımıyla ölçülecektir. Mikroorganizma içeren ortamın içeriği ölçülerek ardından solüsyon kullanıldığı anda ve kullanımından bir müddet sonra (2 saat) sonra tekrar aynı yüzeyde mikroorganizma miktarı ölçümü yapılarak solüsyon karışımının virüsler üzerindeki öldürücü etkinliğinin kanıtlanması sağlanacaktır.
Non-woven kumaş, örme veya dokuma olmayan sadece özel kullanımlar için üretilen ve kullanım süresine göre maliyeti oldukça düşük bir tekstil malzemesidir. Bu tür kumaşlar sıvı çekebilen, temizleme çözücülerine oldukça dayanıklı,sağlam, esnek, yumuşak ve filtre edici özelliği olan aynı zamanda bakterilere karşı dayanıklı antibakteriyel yapısı ile bilinen bir üründür. Üretilecek olan ürünler ele alındığında (havlu , maske) kumaşın kolay şekillendirilebilir olması, alerjik ve toksik özelliklere sahip olmaması en önemli özelliklerindendir.
Kumaş numuneleri istenilen sağlamlıkta, esneklik ve dayanıklıkta olup olmadığı fiziksel olarak yapılan çekme ve basma testleri uygulanarak test edilecektir. Belirli bir kuvvet altında kumaşın mukavemet özelliklerinin istenilen değerlerde olup olmadığı test edilecektir.
Geleneksel tekstil yöntemi olan fiziksel olarak kumaşa tutunan malzemelerde çokça tercih edilen binder kullanarak gümüş içeren kimyasalın kumaşa emdirilmesi yöntemidir. Bindeli yöntem ile tutundurulan bileşiklerin kolayca kumaştan ayrılamayacağı düşüncesi ile antibakteriyelliğini uzun süre koruyabilen yüzey tutucu özelliği yüksek numuneler elde etmek hedeflenmiştir. Kumaş numuneleri tekstil alanında kullanılan referans yöntem olan AATCC100 test metodu kullanılarak test edilecektir. Kumaşların ve tekstillerin 24 saatlik bir temas süresi boyunca mikroorganizmaların büyümesini engelleme veya öldürme yeteneğini nicel olarak test etmek için tasarlanmıştır.
ICP-MS Analizi
Numunelerin yüksek sıcaklıktaki bir plazmaya, genellikle argon, gönderilerek moleküler bağların kırıldığı ve atomların iyonlaştırıldığı bir analitik tekniktir. Numune, genel olarak bir solüsyon halinde örnek giriş sistemi aracılığıyla nebulizöre ve sprey odacığına sunulur. Burada yüksek hızlı argon akışı sayesinde örnek solüsyonu sisleştirilir. Sadece çok küçük damlacıklar argon plazmasına taşınır, diğerleri doğrudan atığa gider. 6000 K sıcaklıklarındaki plazma, numuneyi buharlaştırır ve iyonize eder. İyon akışı atmosferik basınçtan örnekleyici ve süzücü kolonlar aracılığıyla yüksek vakumlu bir ortama gider. Sonra iyon akımı iyon lensleri aracılığıyla odaklanarak kütle filtresine yönlendirilir. İyonlar kütle spektrometrede kütle yük
oranına göre ayrılırlar ve dedektör tarafından ölçülürler.
SEM Analizi (Taramalı Elektron Mikroskobu) Numune yüzeyinde ve yüzeyin yakınında yüksek çözünürlüklü ve yüksek alan derinliğine sahip görüntüleri hızlıca ve son derece ayrıntılı sağlayabilen analiz yöntemidir. Optik mikroskopinin yeterli görüntü çözünürlüğü veya yeterince yüksek büyütme sağlayamadığı durumlarda SEM analizini kullanır. SEM ayrıca detaylı yüzey topografyası görüntülerinin üretilmesinde de tercih edilen analiz yöntemidir.
Hidrofilite testi ve iyileştirmeler Tekstil ürünlerinin suya karşı göstermiş oldukları ilginin tayin edilmesi amacıyla kullanılan test metodudur.
Antibakteriyel ve antiviral ölçüm Lumitester PD-30 adı verilen bir cihaz yardımıyla biyolüminesans ölçümüne dayanan test yöntemidir. Burada canlı organizmaların gerçekleştirdiği kimyasal reaksiyon sırasında, kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüştürülmesi ile yaydığı ışığın ölçümüne dayanmaktadır.
Kumaş için mukavemet testleri ve iyileştirmeler Kumaşlara kullanım esnasında bir kuvvet uygulanması durumunda karşılaşılabilecek olumsuz durumların önüne geçmek için bu test metodu uygulanacaktır.
Renk Ölçümü
Kumaşlar arasındaki renk farklılıkları ve beyazlık derecelerindeki kalite kontrolün sağlanması amacıyla uygulanan test yöntemidir.
İş paketinde kullanılacak yöntemleri ve bunlara kendi özgün katkılarınızı açıklayıp, incelenecek parametreleri listeleyiniz.
Kumaşlardaki Ag miktarının biyokimyasal ölçümlerle elde edilen sonuçların anlamlandırılabilmesi için ICP-MS analizi üretilen kumaşlara uygulanacaktır. Burada önemli olan kumaştaki gümüşün tamamının çözeltiye geçmesini sağlamak olduğundan tekrarlanabilir sonuçlar veren yakma yöntemi ile çözelti fazına geçen gümüş miktarının ICP-MS ile ölçülmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla yaklaşık 1g kumaş örneği tartılarak 600 derecede porselen krozelerde (sabit tartıma getirilmiş) yakılacak ve yakılan kumaş örnekleri de sabit tartıma getirilerek yakılmış örnekler 10 mL konsantre HNO3 eklenecek ve 50 mL' ye saf su ile tamamlanacak ve daha sonra ICP-MS analizi yapılacaktır. SEM analizi sayesinde kumaşa emdirme metodu ile tutunduğumuz solüsyon karışımında bulunan AgNp lerin homojen bir dağılımda olup olmadığının görüntüsü elde edilecektir. Bu sayede üretilmiş olan kumaşın içeriğindeki antimikrobiyal malzeme dağılımının kalitesi test edilebilmiş olacaktır.
Tekstil materyalinin suya karşı gösterdiği davranış ya da ilgi çok büyük önem arz etmektedir. Suyu seven (hidrofil) materyalin terbiyesi daha kolaylıkla gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle hidrofilite testi ölçümleri tekstil materyalinin suya karşı ilgisini göstermesi açısından önemlidir.Gümüşlü solüsyonun aplikesi ile edilen kumaşlara DIN 53924 standardına göre hidrofillik testi uygulanacaktır. Test ham kumaş ve solüsyon karışımı emdirilmiş kumaşa uygulanarak hidrofiliteleri karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu sayede suyu seven ve emiş gücü çok yüksek olan ham kumaşımıza solüsyon karışımının olumlu veya olumsuz bir katkısı olup olmadığı araştırılacaktır. Yöntemin esası, ATP? nin lusiferin ve lusiferaz enzimi ve magnezyumun katalizörlüğü altında reaksiyona girmesi, bu reaksiyon sonucu meydana gelen lusifer adenilat kompleksinin oksijen ile birleşerek bu kez oksi luciferin, CO2, AMP ve ışık meydana getirmesidir. Bu reaksiyon sonucu meydana gelen ışık bir fotometrede 10-12 g ATP/litre duyarlılıkla ölçülebilir. 1 molekül ATP 1 ışık fotonu meydana getirmektedir. Bakterilerin
gelişme sürecinde hücre başına ATP miktarı 4,7X1010 ?g ATP 'dir. Böylece çok az sayıdaki canlı hücreler dahi bu sistemle belirlenebilir. Kullanılacak olan cihazın ölçüm hassasiyeti, ölçüm yüzeyinin düz veya pürüzlü olması da göz önüne alınarak en doğru ve güvenilir bilgiyi verebileceği düşünülmektedir. Ham haldeki kumaşın ve üretilen solüsyon karışımı emdirilmiş kumaşın uygulanan kuvvet sonucunda mukavemetlerinin karşılaştırılabilmesi amacıyla test metodu uygulanacaktır. Bu sayede üretilen havlunun uygulanabilecek kuvvete karşı kullanım ömrü tayin edilebilmiş olacaktır. Ham haldeki kumaşa gümüş içeren bir solüsyon uygulanması durumuna renk farklılığı olup olmayacağının gözlenmesi için kullanılacaktır. Normal
şartlarda gümüşün hava ve ışık ile temas etmesi sonucunda kumaşta kararmalar olması beklenmektedir. Bu durum görsel ve estetik açıdan hoş olmayan ve istenmeyen bir durumdur.
Firma olarak, nano gümüş iyonları içeren dezenfektan ürünler üzerine yapılan çalışmalar firmamızın fomülasyon, hijyen, üretim, malzeme, testler, sertifikasyonlar, maliyet planlama, üretim planlama, mikroorganizma yapıları, dezenfektanların dermatolojik etkileri, dezenfektanların kalıcılığı, nano gümüş kullanımını ile üretilen dezenfektan etkileri hakkında tecrübe edinmesini sağlamıştır.Aktif olarak nano gümüş içeren özel yapım solüsyon içeren karışımlar ile üretilen farklı yapıda dezenfektan ürünlerin yanı sıra sağladığımız işbirlikler ve atölye imkanlarımız en optimum çözümü ortaya koymamızı kolaylaştırmaktadır. Ekibimiz iyi gözlem kabiliyeti ile sorunların tespitini kolayca yapabilmekte, problemi modelleyebilmektedir. Ekibimiz alanında oldukça yetkin yüksek mühendisler barındırmakta, yine üretimde tecrübeli teknik elemanlar içermektedir.Dezenfeksiyon alanında tecrübeli ekibimiz dezenfeksiyon, hijyen alanında daha önce birçok proje geliştirmiş ve proje planlama ve yürütme konularında tecrübelidir. Problemler karşısında pratik şekilde çözüm üretme, üretim, formülasyon, tasarım konusunda kalifiyedirler.
Nano kolloidal gümüşün SOL GEL metodu ile işlenmesiyle üretilen RNA Ribozom Anti-Bakteriyel Solüsyon (AgNPs- Argentum Nano Parçacıklar) benzersiz antibakteriyel gücü, uzun süreli etkisi ve alerjik veya toksik tehlike içermemesi gibi özellikleriyle dünya pazarında yeni nesil bir dezenfaktandır.Bu etkili dezenfektanın uygun emilimi sağlayacak yapıda havlu, maske ve mendile emdirilmesi ile çok daha efektif şekilde yüzey dezenfekte edilecektir.Basit uygulama, mikroorganizmayı öldüren katalitik işlev; insan, hayvan ve bitki ile ilgi alanlarda geniş çaplı kullanımı ile 650'den fazla bakteri, virüs, mantar ve biyo film üzerinde yok edici etkiler sağlamaktadır.Küresel antiseptikler ve dezenfektanların pazar büyüklüğü 2018'de 16,75 milyar ABD Doları değerindedir ve % 6,7'lik bir CAGR'de genişlemesi beklenmektedir.Hastane kaynaklı enfeksiyonların (HAI) yüksek prevalansı, ev hijyeni ve dezenfeksiyon ihtiyacı hakkında farkındalık ve dünya genelinde cerrahi ünitelerin artan kullanımının ürün talebini artırması beklenmektedir.Sanitasyon ve önlem eksikliği nedeniyle artan HAI vakaları pazarın büyümesine katkıda bulunan faktörlerden biridir.Küresel nano gümüş piyasası 2015 yılında 433 M $ değerinde olup, 2022 yılına kadar % 20.5'lik bir CAGR ile 1.605 B $ 'a ulaşması bekleniyor.Tüm bu dezenfeksiyon piyasasının pazar değerlerinin artışının yanı sıra, Dünya Sağlık Örgütünün Pandemi ilan ettiği COVID-19 salgını, tüm dünyada dezenfektan kullanımını ciddi oranda arttırmıştır.Alkol bazlı ya da farklı yapıda kısa süreli etki sağlayan dezenfektanların yanı sıra, üretimini yaptığımız nano gümüş iyonlu solüsyon emilimi ile ortaya çıkan havlu, homojen olarak solüsyonu emdiğinden yüzeye etkisi çok daha verimlidir.Salgın sürecinde bireysel ve ortam hijyeninin sağlanmasında oldukça etkili rol almaktadır.Uzun süredir üzerinde çalışma yapılan ve yararlarını kanıtlamış nano gümüş iyonların dezenfeksiyonda kullanılması, salgının etkilerini oldukça azaltacaktır.Bu nedenle özellikle bulunduğumuz kritik dönemde ticari potansiyeli oldukça fazladır.Pazar stratejisi olarak ise yurt içi B2B B2C olmak üzere iki kanal yoluyla müşteriye ulaşılacaktır. B2B yöntemlerimiz arasında hastaneler, sağlık kurumları, okullar, devlet kurumları, şirketler/fabrikalar, perakende satış noktaları bulunmaktadır. B2C yollarımız ise sosyal medya, e-ticaret sitesi, fuarlar olarak hedeflenmektedir.Yurtdışı pazarlar için ülke bazında bayileşme yöntemi ile pazara erişim sağlanması hedeflenmektedir.Bu proje çıktısı ile dezenfeksiyon seviyesi daha düşük, alkol bazlı, düşük kalite ithal ürüne
olan bağlılığı azaltmayı/kaldırmayı hedeflemekteyiz.Etkili kolloidal nano gümüşün SOL-GEL metoduyla işlenip viskon oranı yüksek özel örme yöntemli havlu, mendil ya da maskeye emdirilmesi işlemi dünyada tektir. Kullanım kolaylığı ve efektif etki sağlayan bu yöntemle üretilen proje çıktısının ticari potansiyeli yurt içi ve yurt dışı pazarda yüksektir.